İçeriğe geç

Kabullenmek ne demek TDK ?

Kabullenmek Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten Bakış

İnsan Davranışlarının Derinliklerine Bir Yolculuk

Psikoloji, insan davranışlarını çözümlemeye çalışan bir bilim dalıdır ve her bir davranış, altında yatan derin duygusal, bilişsel ve sosyal süreçlerin bir yansımasıdır. Bir psikolog olarak, insanın ne zaman, neden ve nasıl kabullendiğini anlamak, bireylerin içsel dünyalarını keşfetmek açısından oldukça önemlidir. “Kabullenmek” kelimesi, Türk Dil Kurumu’na göre bir durumu ya da gerçeği olduğu gibi kabul etme, reddetmeme anlamına gelir. Ancak bu basit tanım, psikolojik bağlamda çok daha derin bir anlam taşır.

Kabullenmek, bazen hayatın kaçınılmaz gerçekleriyle barış yapabilmek, bazen de duygusal iyileşmenin bir aşaması olabilir. Psikoloji perspektifinden bakıldığında, kabullenme sadece bir dış gerçekliğe uyum sağlamak değil, aynı zamanda içsel bir sürecin, kendini kabul etme ve olgularla yüzleşme biçimidir. Bu yazıda, kabullenmek kavramını bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarıyla inceleyeceğiz.

Bilişsel Psikoloji: Kabullenmenin Zihinsel Boyutu

Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçleri, düşünme biçimlerini ve bilgi işleme yöntemlerini inceler. Kabullenmek, bilişsel bir süreçtir çünkü insanların dünyayı ve çevrelerini nasıl algıladıkları, aldıkları bilgiyi nasıl işledikleri ve ne şekilde kararlar verdikleriyle doğrudan ilgilidir.

Zihnimiz, çoğu zaman bir durumu ya da gerçeği kabullenmek için çeşitli savunma mekanizmaları kullanır. Örneğin, reddetme, inkar etme ya da projeksiyon yapma gibi zihinsel savunmalar, bireyin zorlayıcı ya da travmatik bir durumu kabul etmekten kaçınmasına yardımcı olabilir. Ancak bu savunmalar geçici çözümler sunar; gerçek bir kabullenme ise daha sağlıklı ve kalıcı bir zihin yapısı gerektirir.

Bilişsel düzeyde kabullenmek, bir durumu olduğu gibi kabul etmek, onu olduğu gibi düşünmek ve bu gerçeği zihinsel bir anlayışa kavuşturmak anlamına gelir. Bunu başarmak, bireylerin daha sağlıklı düşünme biçimleri geliştirmesine olanak tanır. Örneğin, bir kayıp sonrası, kabullenmek, “Bu kayıp gerçek ve bu durumla nasıl başa çıkabilirim?” sorusuyla yüzleşmeyi gerektirir. Bu süreç, insanın bilişsel esnekliğini arttırarak, yeni düşünme ve problem çözme yöntemlerini öğrenmesine yardımcı olabilir.

Duygusal Psikoloji: Kabullenmenin Duygusal Boyutu

Duygusal psikoloji, bireylerin duygularını, hislerini ve bunların davranışlarını nasıl şekillendirdiğini araştırır. Kabullenmek, duygusal anlamda bir mücadelenin sonlanması, bir anlamda barışa ulaşma sürecidir. İnsanlar, genellikle olumsuz bir durumu kabul etmekte zorlanırlar çünkü duygusal acı, kayıp, korku ve endişe gibi yoğun hislerle başa çıkmak oldukça zor olabilir.

Birçok kişi, zor bir durumu kabullenmek için duygusal olarak olgunlaşmaya çalışır. Ancak duygusal kabullenme, çoğu zaman zaman alır ve çeşitli aşamalardan geçilir. Kaygı, öfke, depresyon, suçluluk gibi duygusal dalgalanmalar, kişinin kabullenme sürecinde karşılaştığı doğal engellerdir. Örneğin, bir hastalıkla yüzleşmek, başlangıçta kaygıya ve korkuya yol açabilir. Zihinsel olarak bu durumu kabul etmek, ancak duygusal olarak bir süre bu gerçekle barışmak oldukça zorlayıcı olabilir.

Kabullenme, duygusal iyileşmenin bir parçasıdır. Zor duyguları hissetmek ve onlarla yüzleşmek, kabullenme sürecinin başlangıcıdır. Duygusal kabullenme, bu hislerle başa çıkmayı, onlarla birlikte yaşamayı ve nihayetinde bir tür huzura ulaşmayı içerir. Bu, insanın kendine olan saygısını ve içsel dengeyi bulmasını sağlayan bir yolculuktur.

Sosyal Psikoloji: Kabullenmenin Sosyal Bağlamı

Sosyal psikoloji, bireylerin toplumsal ilişkilerini, gruplar içindeki davranışlarını ve sosyal etkileşimleri inceler. Kabullenmek, sadece bireysel bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal bir olgudur. Sosyal bağlamda kabullenmek, çevremizdeki insanlarla ilişkilerimizde, toplumsal normlar ve değerlerle uyum sağlama anlamına gelir.

Bir kişi, toplumsal normları, kültürel değerleri ya da ailevi beklentileri kabullenmek zorunda kalabilir. Bu, bireyin içsel dünyasında bir denge kurmasına yardımcı olabilir. Ancak toplumsal kabullenme, aynı zamanda sosyal baskılarla da ilişkilidir. Örneğin, bir toplumda belirli bir davranışın ya da yaşam tarzının kabullenilmesi, bireylerin sosyal kabul ve aidiyet arayışlarıyla paralel gider.

Bununla birlikte, bazen toplumsal baskılar nedeniyle bireyler, kendilerini kabullenmek yerine dışarıdan gelen beklentileri kabullenmeye yönelebilirler. Bu durumda, dışsal kabullenme içsel kabullenme ile çelişebilir. Bu noktada önemli olan, bireylerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri ve kendi kimliklerini kabullenebilecekleri bir sosyal ortamda olmalarıdır.

Kabullenmek ve İçsel Deneyimler

Kabullenmek, yalnızca dış dünyayı olduğu gibi kabul etmek değil, aynı zamanda içsel deneyimlerle yüzleşmeyi ve onları kabul etmeyi gerektirir. Birçok insan, zorlayıcı ve olumsuz duygusal deneyimlerden kaçınır. Ancak, bu duyguları kabul etmek, onların anlamını kavrayabilmek ve onlarla yüzleşmek, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını pekiştiren bir süreçtir.

Size şu soruyu sormak isterim: Sizin kabullenmekte zorlandığınız bir durum var mı? Bu durumda kabul edemediğiniz şeyin altında yatan duygular ve düşünceler neler? Kabullenmek, bir şeyin değişmeyeceğini kabul etmek değil, o şeyle barış içinde yaşamayı öğrenmektir.

Kabullenmek, bir insanın yaşamındaki en önemli ve zorlayıcı psikolojik süreçlerden biridir. Hem bilişsel, duygusal hem de sosyal açıdan bir olgunlaşma süreci olan kabullenmek, insanın içsel ve dışsal dünyasıyla barış yapmasını sağlar.

6 Yorum

  1. Banu Banu

    Teknik olmayan bir anlamda kabullenme, kişinin kendisiyle ve dünya ile olan yaşamına karşı değerlendirici bir tutum almaması yani anlayışlı, nazik, açık, şimdiki zaman odaklı ve istekli olması anlamına gelir. Kabullenme tam farkındalığın özünde vardır. Kabullenmek , “her şey yolunda” demek değil (bu, olumlama olur), “her şey burada, her şey zaten var” demektir.

    • admin admin

      Banu! Katılmadığım kısımlar olsa da yorumlarınız bana ilham verdi, teşekkür ederim.

  2. Münteha Münteha

    Kabullenme tam farkındalığın özünde vardır. Kabullenmek , “her şey yolunda” demek değil (bu, olumlama olur), “her şey burada, her şey zaten var” demektir. Örneğin, şimdiyi tamamıyla kabul etmek, şu an ile çatışmamak, mevcut “an”a sinirlenmemek ve şimdiyi başka bir şeye dönüştürmeye çalışmamaktır. Kabullenmek, bir durumun gerçeklerini tam olarak kabul etmek ve nasıl böyle olmaması gerektiğine takılıp kalmamak demektir.

    • admin admin

      Münteha! Katkılarınız, çalışmamı daha sağlam temeller üzerine inşa etmemi sağladı ve güven verdi.

  3. Tolga Tolga

    Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır : alt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, el etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, kul etmek, kul olmak, not etmek, oyun etmek, söz etmek, terk … Kendini kabul etmek, bireyin güçlü ve zayıf yönlerini, olumlu ve olumsuz duygularını yargılamadan, olduğu gibi benimsemesi anlamına gelir.

    • admin admin

      Tolga! Değerli katkılarınız, yazının hem bilimsel hem de anlatımsal yönlerini pekiştirerek çalışmayı daha güvenilir kıldı.

Banu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort ankara escort
Sitemap
betcivdcasinoilbet casinoilbet yeni girişeducationwebnetwork.combetexper.xyzm elexbetcasibom giriş